HSBC Kampanyası ve Dijital Taciz
HSBC’nin SMS, email ve telefon aracılığı ile reklam yapma izni almak için yaptığı kampanyayı günümüzde Dijital Taciz olarak tanımlamak doğru mudur? Hiç bir kurum veya kuruluşa saygısızlık etmeden, ismini kötülemeden bu konuyu incelemek istiyorum.
HSBC’nin yaptığı Kampanya Nedir?
HSBC’nin size özel sunduğu ürün, hizmet ve avantajlı kampanyalardan SMS, email ve telefon gibi ticari elektronik iletilerle haberdar olmaya devam etmek ve 10 Adet Samsung Galaxy Tablet çekilişine katılmak ister misiniz?
Yani daha net bir ifade ile anlatmak gerekirse, HSBC kurumsal olarak yaptığı kampanya Reklamlarını ve Tanıtımlarını bizlere SMS, email ve telefon ile bildirmek için izin istiyor, bu talebine Onay vermemiz karşılığında, 10 tablet dağıtacağı bir çekilişe katılma hakkı kazandırıyor.
Sorulması gereken en önemli soru, HSBC böyle bir onaya neden bu kadar çaresizce ihtiyaç duyuyor? Zira bu onayı almak için yürüttüğü Reklam kampanyası, hali hazırda yazılan bütün reklam yollarını ve daha fazlasını kapsayan bir biçimde tüketicinin karşısına çıkmak ile kalmıyor, tüketiciye hiç bir şekilde “Hayır, Onay Vermiyorum, Kampanyaya Katılmak İstemiyorum” opsiyonu sunmayarak, defalarca, ard arda bu kampanya tanıtımına maruz kalmasını sağlıyor.
Taciz Nedir?
Wikipedia – Taciz kelimesini bir takım cinsel taciz kategorilerinden hemen sonra “İfade özgürlüğünü destekleyen toplumlarda, sadece ısrarla tekrarlanan ve doğru olmayan ifadeler hukuki anlamda taciz sayılır.” cümlesi ile tanımlamaktadır. Her ne kadar “Dijital Taciz” cümlesi henüz ne hukuksal bir ifade kazanmış, ne de sözlüklerde yerini almamış olsa da, günümüz dijital iletişim çağında böyle olaylar oldukça, böyle tanımlamalar daha da netlik kazanacaktır kanaatindeyim. Bu noktadan sonra, bütünü ile kendi telefonumdan, kendi online panelimden aldığım görüntüleri örnek olarak sunarak, HSBC tarafından bana ve benim gibi milyonlarca tüketicisine kampanya’sını tanıtma ve katılım onayı alma biçimini sizlere göstermek istiyorum:
ATM
Para çekmek için bankamatiğe kartınızı soktunuz, şifrenizi girdiniz, hesabınıza ulaştığınızı düşünmeyiniz, son bir aydır HSBC ATM’lerinde şifre onayından hemen sonra karşınıza çıkan ekran görüntüsü aşağıdaki gibidir. Size sunulan opsiyonlara lütfen dikkat ediniz. “Evet” yada “Daha Sonra Hatırlat”. Hayır deme hakkınız yok, siz evet demeye razı olana kadar, her bankamatik kullanışınızda bu soru sorulacak.
Cep Telefonu
Hayır konu SMS değil. Doğrudan telefon aramaları. Ve aramalar şikayet dile getirebileceğiniz bir HSBC çalışanı tarafından yapılmıyor, bütünüyle otomatik arama, bant kaydı. Aramayı cevapladığınız zaman size önce reklam kampanyası hakkında bilgi veriyor, akabinde tuşlara basarak verebileceğiniz cevapları sayıyor, ifade edilen tuş opsiyonları şu şekilde:
- Kabul ediyorum
- Daha sonra tekrar ara
Aşağıdaki görüntü doğrudan telefonumdan alınan çağrı kaydı, görebileceğiniz gibi, cevap verseniz de vermeseniz de, otomatik olarak Evet diyene kadar sistem sizi gün aşırı veya her gün ısrarla telefondan aramaya devam edebiliyor.
Online Bankacılık
Bir diğer kampanya bildirim ekranı ise, hali hazırda güvenlik sebepleri ile bir kaç adımda açabildiğiniz online bankacılık panelinde sizin karşınıza çıkmakta. Hediye paketi süsünde tabletin yanındaki açıklamayı ezberlemiş olsanız bile, bir daha görmemek gibi bir opsiyonunuz yok, tabii kampanyaya katılmayı kabul etmiyorsanız eğer…
Şikayet Var
ŞikayetVar.com isimli tüketici hakları ile ilgili Türkiye’de hizmet gösteren (bana kalırsa) en nitelikli ve verimli web sitesinde, konuya dair şikayet yerini almış durumda, HSBC Bank tarafından tacize varacak derecede çok arama yapılıyor ismi ile sistemde yer alan şikayetteki kullanıcı benimle aynı dertlerden muzdarip, “kampanyanızı anladım, ve onunla ilgilenmiyorum” demek, ve bu konunun kapanmasını istiyor, ancak mümkün değil… HSBC İse konu ile ilgili bireysel iletişim kurma yolunu seçiyor, sıkıntı ise, bunun sadece “bireysel çözüm” sunacağı gerçeği. Ben böyle bir çözüm kabul edersem, benim gibi rahatsız olan binlerce insan da tek tek bireysel olarak mu bu durumdan kurtulmak için çareler aramak zorunda kalacak?
Zira aşağıda atılan twitter mesajına HSBC’den gelen cevap, yine bireysel iletişim yönünde, aynen içeriği aktarıyorum:
@bparlan Merhaba, Sizinle irtibata geçebilmemiz için hsbcdestek@hsbc.com.tr adresine iletişim bilgilerinizi göndermenizi rica ederiz.
— HSBC Türkiye (@HSBC_TR) March 30, 2015
Sonrasında attığım ve cevapsız kalan mesajlar ise aşağıdaki şekildedir:
#HSBC Bütün insanlara adil davran, özür dile, hatanı düzelt, Reklamların için ARAMA KİMSEYİ, "ilgilenmiyorum" opsiyonu ver! @HSBC_TR_Destek
— Barış E. Parlan (@bparlan) April 1, 2015
#HSBC 6. defadır 211 01 11 Otomatik reklamın arıyor, "kampanyayla ilgilenmiyorum" opsiyonun yok. Her gün Lanet olsun diyorum @HSBC_TR_Destek
— Barış E. Parlan (@bparlan) April 1, 2015
Sonuç
Kendimi Black Mirror adlı dizinin “Fifteen Million Merits” adlı bölümünde gibi hissettim. Her nereye bakarsanız bakın reklam görüyorsunuz, bir reklamı görmek istemezseniz, bedelini kredi bazında ödüyorsunuz, ve reklam gidiyor. Eğer krediniz yoksa, ve yinede reklam görmek istemiyorsanız, gözlerinizi kapatmayı çaresizce denerseniz, “ceza” yiyorsunuz ve dayanılmaz bir ses frekansı eşliğinde gözlerinizi açmanız emrediliyor…
Bütün bu yazıyı ise bu noktaya kadar okuyan kişilere yürekten teşekkür ederek aklımdaki yegane soruyu sormak istiyorum, HSBC Neden bu denli çaresizce dört bir yandan “Onay” – “Evet” – “Kabul Ediyorum” ifademize ihtiyaç duyuyor? Bir yasa mı hazırlanıyor konuya dair? Bir mahkeme süreci mi sonlanıyor bizim bilmediğimiz? Nedir bu “reklam göndermemiz için onay verin” baskısı? Vermezsek, bu yapılan “reklam” sayılarak şikayet edilebilinecek mi? Yok mu bir bilgisi olan?
Güncelleme (Mutlu Haber)
Gelen yorumlar aracılığı ile öğrendim ki, 24 Ekim 2014’de yasaklanma geçmiş TBMM’den, geçiş – uyum süreci olarak da 6 ay izin verilmiş. Sonuç olarak 1 Mayıs 2015’den itibaren hiç bir şirket sizin onayınız olmadan telefon ile sizi arayamayacak, sms mesaj gönderemeyecek. Şirketlerin panik olmasını sağlayan olay buymuş… Yasa duyurusunu aşağıda belirtiyor, herkese hayırlı olsun diyorum.
Özellikle bankalar başta olmak üzere bazı firmalar, bir şekilde iletişim bilgilerine eriştikleri kişileri cep telefonlarından arıyor. Eğer yanıt verilmezse aramaya ısrarla devam ediliyor. Hiçbir ilginizin bulunmadığı yerlerden SMS’ler, elektronik postalar ve benzeri ticari iletiler geliyor, tüketici adeta bombardımana tutuluyor. Herkesi bıktıran bu durum karşısında yasa koyucu harekete geçti ve kanun 23 Ekim 2014’te Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edildi, 6 aylık da geçiş süresi tanındı. Yasanın 6’ncı maddesinde ’Ticari elektronik iletiler, alıcılara ancak önceden onayları alınmak kaydıyla gönderilebilir. Bu onay, yazılı olarak veya her türlü elektronik iletişim araçlarıyla alınabilir’ şeklinde yasaklayıcı açık hüküm var. Kanunun 12’nci maddesinde izinsiz mesaj gönderilmesi ve arama yapılması halinde bin ile 5 bin TL arasında idari para cezası uygulanması öngörülüyor. Ancak birden fazla kimseye gönderide bulunulursa bu ceza 10 katına dek artırılarak uygulanabilecek, 50 bin TL’ye kadar yükselecek. Ticari kuruluşların 1 Mayıs Cuma gününden itibaren çok dikkatli olmasında fayda var, aksi halde ciddi para cezalarıyla karşı karşıya kalabilirler. Tüketiciler de izin vermedikleri halde ticari bir tanıtım amacıyla rahatsız edilmeleri durumunda, yasanın yetkili kıldığı Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na ve bu bakanlığa bağlı birimlere başvurabilir.
3 Comments
mahmut abi · 2016-05-18 at 13:27
Bu ana…. s…..min HSBC’si bir aradı hayır dedim kapattım, iki aradı istemez dedim kapattım, üçüncüde karşı taraf kapatana kadar ana avrat dümdüz gittim. 850’li numaraları açar açmaz küfre başlayacam bundan sonra.
Breberber · 2017-07-22 at 00:50
ÖN AÇIKLAMA: Barış selam, Erhan ben. Bu da yorum yazmak için öylesine açtığım disqus hesabım. 🙂
Eski bir yazı ancak güncelliğini hala koruyor. Zira yakın zamanda başımızdan geçen bir olay; bir turizm firması bizi arayarak bulunduğumuz ilde bir çekiliş yaptıklarını, bizim tur kazandığımızı söylüyor. Bizim bu şehirde olduğumuzu ve numaramızı nasıl öğrendiler diye sorunca “Operatörünüzden aldık” cevabını veriyor. Sence bumümkün mü? Bu suç değil midir? Bizim kişisel bilgilerimizi dandirik firmalara satıyor olabilirler mi? Sorular, sorular..
Baris Parlan · 2017-07-22 at 15:22
Dostum öncelikle selamlar (: Başınıza gelen olay şu şekilde, Tur şirketinin yaptığı olay önce çekilişle ücretsiz tur bildirisi yapmak, tur’un 2-3 gün hediye olduğunu söylemek, ancak ne yapıp edip “cüzi bir miktar karşılığı” 1 haftalık çok daha doygun bir tur sunabileceklerini söylemek. Gel gör ki ister 1 haftalık, ister 2-3 günlük teklifi kabul et, işin sonunda seni güzel bir kazıklı fiyatla faturalandırmayı başarıyor olmaları. Dandirik firmaya satış olayının aslı ise şöyle, bankalar müşteri bilgilerini dandirik firmalar ile yüzgöz olarak satmıyorlar, ama bu işi yapan yani “kitle pazarlayan” şirketlere doğrudan müşteri bilgisi satışı yapmaktalar. Ancak konuya dair şikayette bulunduğunda ise “satmadık, xx olayında müşteri bilgileri çalınmıştı, oradan almışlar” diyerek kendilerini aklamaları. Gel gör ki müşteri bilgilerini koruyamamak cezalandırılmadığı sürece bu bahaneler devam edecek. Örnek çalınma haberleri ise çok sıradan:
https://www.google.com/search?q=operat%C3%B6r+m%C3%BC%C5%9Fteri+bilgisi+sat%C4%B1%C5%9F+fiyat%C4%B1&ie=utf-8&oe=utf-8#q=bankan%C4%B1n+m%C3%BC%C5%9Fteri+bilgileri+%C3%A7al%C4%B1nd%C4%B1
Türkiyedeki bütün vatandaşların kimlik bilgilerinin kayıtlarının deep-web’de 2 BTC karşılığı satıldığı günler daha çok değil 2 yıl öncesine dayanmakta. Bu bilgiler ile yapılan sistematik suçların tek sorumlusu devlettir aslında. Ancak gel gör ki hiç kimse olayın bu rezil boyutu ile ilgilenmiyor. Devlet ise zaten maşallahı var durumda olduğundan kelli, bizim bireysel olarak tek opsiyonumuz tedirginlik içerisinde yaşamak…