Dolunay Bakışlı Gece Kızına

Kirli, lekeli ve tozlu yollardı Yaz’dan bize emanet. Sıcaktı ve terlemeyi sevmek zorundaydık. Kış temizleyecekti sokakları, tenlerimizi. Ve biz bu iki mevsimin tam ortasında sıkışıp kalmıştık. Altın renkli bir baharın adını son’la uluyordu yol kenarlarındaki kuru yapraklar. (O altın döküntüleri bile yazardı bir anlamda ve mevsimleri ulamayı onlardan iyi hiç Read more…

Mektup

Aylardır yağmur yağmıyor, umudumu yitirdim anlayacağın. Sık sık düşemiyorum yollara Yasak Tek yapabildiğim, yıldızlarla kaymaca oynamak. Onlar çok. Ben tek. Bağzı zaman oluyor ki yoruluyorum, duruyorum. Su içmek iyi geliyor. Bugün bir arıyla konuşurken yakalandım. Rahatım ama, arı kaçmayı başardı. Burda asfalt çok pis, toprak yolları özledim. Yağmur yağsa asfalt Read more…

Masalcı

Geçmişte bir Eşkiya… Yüreklerde Baba… Ey İbrahim Ağa… Hiç sızlanmayan, hep şükretmesini başaran sen, çatlamış toprağa bile çekinmezdin umudunu serpmeye. “Aman iyi ol iyi…” derdin her birimize. Öksürüğünle duydu dünya alem seni 30 yıl boyunca, ve hayır dualarınla. İyi niyetine, hoşgörüne yanaşacak bir başka kalp atmadı bu diyarda. “Allah’da bana Read more…

Nokta – Cümlede Dört Eylem II

Eğer yalnızlığın özeti diye bildiğiniz şey bir başınıza içtiğiniz sigara ise kış akşamları buz soğuğu arka sokak balkonlarında, siz gittikten sonra tablanın içinde sabaha karşı rüzgârdan savrulan küllerin bile terk ettiği yağmurda boğulan izmaritleriyizdir bizler hayatın. Aslında bırakıldığımız yerin adı kültablasıdır ve bu mekânın adında bile bizlere yer yoktur. En yıkılmış karakter bile filmlerde sigara yakarak bir başlangıcı simgeler bu bağlamda ve çoğunda da ayaklar altında terk ederiz zaten kendi kendimizi yakmaktan başka anlamı olmayan hayatlarımızı…

Virgül – Cümlede Dört Eylem I

Kanayan bileklere ithaf olunur… Bedenimizin üçte ikisi gözyaşıdır ve söz’lerde her daim yaş’tır bizler için, temkin kelepçesinin bir halkası güvenimizin kesik bileklerinde olduğundan inanmayız kolay kolay sözlere. Sevebildiğimiz şeylerin bütünü kayıptır, kaybolmak için bizim sevmemizi mi beklemişlerdir bilinmez elbet, gizemini yitirir eğer birileri cevap vermeye niyetlenirse. Şehir sokaklarında da, şarkılarda Read more…

Canım Yanıcı Madde

Tuzlu su emmiş sözlerim adada yaşadığımdandır, dört yanım hırçın, bakışın hırçın kıran. Kumsallar gibi alıştık dövülmeye dalgalar tarafından, balıkçı yanımız keserdi denizin çarşaf güzelliğini, dinginliğine aldırmadan olur olmaz saatlerde örtünürdü deliliklerimiz onunla, kıskandığından herhalde kıpraşırdı ışıl ışıl, bana garezi bu yüzdendir. Gözlerime de sızmış biraz bu denizin tuzu, pusu, geceler Read more…

Anneler Günü

Anneme yazmıştım kelimeler ile ifade edilemeyecek kadar zor şartlar altında e-mail olarak. Sonrasında arayamadığımdandır maili okuyunca bütün gün ağladığını az önce öğrendim, sizlerle paylaşmak istedim ona yazdıklarımı… (Affet anne, dilerim özelliğini yitirmez) //Bir an söyleyeceklerimi unutuverdim. Bugün yanında olamadım ve hediye veremedim diye üzülme, biliyorsun dışarda olsaydım zaten hediye almazdım Read more…

kısa

İntihar münhalleri ile başladım ben yazarlığa… Gerçekle yüzleş, yerden şemsiye yağar masum yağmur tanesinin üzerine… Acil durumda kırılan cam’bazın öyküsünü ıslıkla anlatmaya yetmez nefes, sigara kül’liyat… Dudaklarını aralamaz sandık’larım konuşmaya başlar, hançerim sırtımla sevişir. Her daim kanar damar…

Elim Gözüm Kan İçinde

Ova tavşanını kafese koyarsan, kahrından çatlarmış, öğrendiğimde içim titredi, yalnızlığım tuttu beni elimden, kırıldı umudum belinden. Ruh-u ispat maksatlı çabalarımın bir kısmı kendime kendimi anımsatma ihtiyacımdan, bunların harici ise geçmişin o kadar kolay geçmediğine dair yeni oluşan farkındalığımdan (bunu iyi düşünün, gerçekten geçmiyor). Bilmediğim dillerde rüyalar görüyorum, bu yüzden mi Read more…