Ben yolcuyum, yol satarım

Bütün renkler aynı hızda kirleniyordu… Beyaz birinci oldu, siyah ağladı ardından, Öptü onu mor, kırmızı dudaklarından… İçinde mantar yüzen şarap şişesi, dibine kadar yaşamayı zorunlu kılmanın simgesi olarak kazındı zihnime kumsal kenarında… Saklanamayacak – sabaha ekşiyecek olan duyguları ne kadar tüketebilirsek tüketmeliydik her an, biz bunun farkına varamadıkça tükeniyorduk kendi Read more…

Oyungezer – Türkiyenin Oyun Dergisi

LEVEL, ProGamer ve PC Gamer dergilerini hazırlayan ekipten yepyeni bir oyun dergisi geliyor: Oyungezer – Türkiye’nin Oyun Dergisi! Geçtiğimiz ay LEVEL dergisinden ayrılan yazar kadrosu, yeni bir oyun dergisi için kolları sıvadı. Sinan Akkol, Tuğbek Ölek ve Serpil Ulutürk’ün öncülüğünde, Türkiye’de şimdiye kadar çıkmış en başarılı oyun dergilerinin altına imzasını Read more…

Az Tevezzü

Titreyerek beklemeye değerdi o soğukta yalınayak üşümek, ütüsü yeni bitmiş çorabı annenin avuçlarından alıp giymek gibi ısıtırdı içimi seni düşünmek. Bu yüzden dert etmedim tenimdeki seher yeli serinliğini. Bu yüzden çok sevdim gözlerindeki kuyu dibi derinliğini. Toprağa verilirken ağlamaya başlayan bebek, torbaları kaldıramayan yaşlı amca, ve geri kalan herkesin kalp Read more…

Kırıl bir başına

Aynaya suikast girişimlerimden arta kalan dişleri kırık kelimeler bunlar. Buruk bir fesleğen çiçeğinin suya hasret balkon bekleyişlerinde saklı olan aşk hasreti gibi, ki fesleğen müziği de bir o kadar efkârlıdır bu konularda ayna yankılarında. “Hayat bir dipsiz kuyu” felsefesinin dibini eşelerken yayılan konyak kokusu yol gösterici oluyor “hayat, dibine kadar Read more…

Düş

nefesinin yeline kış fırtınası düşmesin, sen beni dinle, rüyalarına kâbus düşmesin… canım benim… var dediğin geceler yoklara, çiçek gibi baktığın ruhun yollara, acı kelimelerin masum kâğıda, suskun çığlıkların kulaklarına düşmesin… içindeki çocuk apartmandan, sessiz ağlayışların dudaklarından, bilinmez yarınların bugünden, yorgun canım avuçlarından düşmesin… yüreğindeki umuda mutsuz uzaklar, içindeki ateşe soğuk Read more…

Gerisi İnleyen Nameler

Koca bir soru işareti, öğertmenler hep cevabını bildikleri soruları sorardılar. Bu sefer soran öğretemiyor, cevabını kendisi de yazamıyor. Yazamaması yaşamadığı anlamına gelmiyor, lâkin aynı anda başladı bu dert. Gülümsemek, dudaklardaki açı, kalpteki acı… Hadi anlat bana masalcı… İçimiz dökülüyor her geçen saniye, yere sözlük düşürmüşcesine karmaşık kelimelerle mi ifade edilince Read more…

Su

Az kaldı çokluğuma, beneklerim kadar çok’lara. Hayat seni çok pis özlemişim bunu fark ettim. Sus’muştum… Susamışlığımdandı. Teşekkür ederim Su… Su’ya içelim bu gece… suskunluğu bozalım fısıltılarda… evet evet, suskun su… suskunsun…

Bin Jip

“Sana aşık olabilir miyim?” diye sormak için gelmiştim kapına kadar. Bakma bana öyle, “aslında” diye başlayacak bir cümle değildi bu gerçekten, çünki bu sefer örtmemiştim hiç bir davranışımı, fotokopisi yoktu ki aslını gösteriyim sana, intihar mektubu kadar içten, ve kendi el yazımla yazmıştım acılarımın rengini. İnsanlar takılmış bir zaman hesabına, Read more…

Kifayetsiz Kafiye

O akan kan değil gözyaşı olsa kaç yazar? Red‘dimin geçtiği yer değilmidir dudaklar? Hislerimiz renklerimiz aynı, bir deniz sevdası, Ben manyak, sen çıplak, tutan özgürlük prangası. Ne zahiri ne gerçek, ortadaki ayna kadarız aslında; Toz, toprak, eski kokulu, geçmişler yansıyor yaramıza. Aralarındaki uyum yüzünden pek hoştu her iki cümle, Affet Read more…