Valentin’in İdamı & Sağlıksız Toplumda Sevgililer Günü
Valentin, 14 Şubat 278’de İmparator 2. Claudius tarafından giyotin ile idam edildi. Günümüz toplumunun “sevgililer günü kutlaması” esasen bu olayın tarihteki yankısıdır. Benim isyanım kapitalizm’e değil, yankıların olay’dan ve anlamdan kopuk şekilde ağır basmasınadır. Sevgi tanımının ve sevme biçimlerinin bile tartışmalı olduğu günümüz hastalıklı ilişkiler silsilesi bugün de pek çok insani değer gibi ayaklar altındadır.
Neden İdam?
Bu adamın neden öldüğünü bilmeden bugünü kutlamak ne kadar da sisteme yakışır bir durumdur… Lupercalia denen Pagan kültürü kaynaklı festival süresince insanlar kaseden çekilen kura yöntemi ile festival süresince (veya tercihleri doğrultusunda daha uzun sürece) birlikte oluyorlardı. Yani yılda birkaç günlüğüne toplumda çok-eşlilik (polygamy) dediğimiz ilişki türü yaşanıyordu. Bu kuraya evli bireyler de katılabiliyordu. Günümüzde bu anlatılanlar Dark Origins of Valentina’s Day (Sevgililer günü’nün karanlık kökeni) olarak anılmaktadır.
İmparator Claudius’un idam sebebi olarak o zamanlar yasak olan nikah kıymayı göstermesi çok naif bir durumdur. Valentin ise öldükten sonra Aziz (Saint) ilan edilmiştir (Wiki: Saint Valentine).
Günümüz modern toplum ilişkilerinde Monogami’nin 2 avantajı hedeflenmektedir: Cinsel yolla bulaşan hastalıkların minimize edilmesi, ve yapılan çocuğa sağlıklı bir gelecek sunmak. Öte yandan yapılan araştırmalar göstermektedir ki çok-eşli ilişkilerde hastalık “bilinçli” olunduğundan dolayı çok daha az görünmekte, monogam çiftler “korunmadıkları için” aldatma sebebi ile çok daha yüksek oranda hastalık ile uğraşmaktadırlar. Sırf çocuk için “ayrılmayan” ve kendi hayatları ile birlikte çocukların hayatlarını da zehir eden ailelere ise söyleyecek hiç bir söz yok. Bütünüyle kurgusal bu düzenin en ruh sağlığı bozuk örnekleridir kendileri.
Eğer konuya dair daha fazla bilgi istiyorsanız, size aşağıdaki “Monogam olmak zorunda mısınız?” adlı videoyu tavsiye ederim.
Sevgisiz Hayatlar
Sonuç olarak, kutlanmakta olan günün sebebini, anlamını, usulünü, gerekliliklerini bilmeyen, fiziksel ve duygusal şiddet dolu nice ilişkinin parçası kişiler sosyal medyada “seni seviyorum” diye haykırmaktalar. Unutulmamalıdır ki, sokak ortasında kavga edip adam öldürmenin normal karşılandığı günümüzde sevdiği kişi ile halka açık bir yerde öpüşmek şiddetle ayıplanmaktadır. Gazeteler tiraj için kan vahşet görselleri basabilirken, biyolojik olarak erkeğinki ile hiçbir fark gözetilemeyen kadın memesinin ucu medya etik kurulunca ceza sebebi olabilmektedir. İnsanları cinsellikten uzaklaştıran, kendi bedenine yabancılaştıran, varoluşun gerçeklerinden utandıran uygulamaların “tartışılamadığı” toplumda kutlanan “sevgililer günü”, arkasında barış için bomba yağdıran bir zihniyet olduğunu manidarca kanıtlamaktadır.
Mutlu olmayı çok istemek ile mutlu olmak arasında fark vardır…
Buraya kadar yazdıklarımı okuyan ve vakti olan sanatçı ruhlu arkadaşlarıma fikir vermek isterim: Eşini döven – öldüren insanların sosyal medyadaki 14 şubat – sevgililer günü paylaşımlarından bir sergi yapınız efendim…
Öte yandan, devletin empoze ettiği ve toplumun büyük kısmının da hiç bir ilgisi / bilgisi olmadan “savunduğu” dinin takvimine göre 1405 yılının Cemaziyelevvel ayının 24’ünde dünyaya geldim ben. 1439’u yaşadığımız bu yıl çerçevesinde yaşım 34, doğum günüm ise 4 gün önce idi… Buna rağmen miladi takvimi takip ederek kutlayanlara ayrıca sevgiler efendim (:
Yazı görseli: Los Romanos de la Decadencia, Museo de Orsay (1847)
0 Comments