Nice zamandır anlatmak istediğim, ancak bir türlü erişemediğim, uygun ifade ve iletişim ortamını bulamadığım, belki de aynı coğrafyada bile bulunamadığım ey dost insan; Seni nice zamandır kendimden habersiz bıraktığım için özür dilerim… Bu satırları, seninle, kendi hayatıma dair yaşadığım süreci, kararlarımı, planlarımı, ve hayallerimi paylaşmak için yazıyorum. Bir anlamda, hayatımda ilk defa paylaşılmasını değil, anlaşılmasını ve karşılık yazılmasını istediğim bir online yazı paylaşımımı kişisel sitemden paylaşıyorum. Evet, böylesinin makbul olduğunu anlamamın bunca yıl alması çok ilginç…
Kasım ayının başında işimi bıraktım. O zamandan beri kurumsal bir şirkette çalışmıyorum. Bu kararı verme sürecimde Ayla ile birlikte yurtdışına taşınma fikrini etraflıca bir değerlendirdik, araştırdık. Araştırırken, iletişim içerisinde bulunduğumuz insanlarda seküler göç konusuna ciddi bir ilgi olduğunu fark ettik. Konuya dair derinlemesine bir araştırma yaptım ve bu araştırmamın sonuçlarını bir başka yazıda etraflıca anlatacağım. Gelin görün ki bizim kararımız, muhtelif sebeplere dayalı olarak Kıbrıs’ta bir süre daha kalmak yönünde oldu.
Yaşamlarımızda köklü değişikliklere vesile olacak pek çok ciddi karar aldık, ve uygulamaya geçebilmek noktasında ben, leap of faith olarak isimlendirebileceğim bir karar ile işimi bıraktım. Lefkoşa – Bandabuliya’nın içinde, ana kapıdan girince sonlara doğru aşağı meydanda yan yana 2 tane dükkan ayarladık kendimize. Birisinde Ayla, pacozkontes sayfasından paylaştığı güzel şeyleri ve nicelerini, yarı atölye yarı sergi şeklinde tasarladığı dükkanında satışa sunacak. Diğer dükkanı ise ben, henüz tam olarak bir isim ile anlaşılır olduğunu düşünmediğim yeni iki iş fikrini uygulamayı deneyeceğim bir ofis ortamı ve dijital sanatlar atölyesi olarak kullanacağım.
Geçmişte özel bir kolejde 7-10 yaş sınıflara Teknoloji ve Bilgisayar dersleri vermiştim. O dönem farkındalığını yaşamıştım ki, çocuklar ile iletişim içerisinde olduğum bir yaşam sürmek istiyorum. Günümüzde ise çevremde pek çok arkadaşım hızla anne-baba olmakta, üst nesil tanıdıklarım dahil olmak üzere hemen hepsi, teknolojiye dair yabancılıklarından, çocuklarının teknoloji ile iletişimlerinin kontrolsüz ve yoğun oluşundan, ve hem çocuklarının hem kendilerinin uzun vade geleceğine dair kaygılarından bahsetmekteler. Gerek çevrem, gerekse toplumun hatırısayılır bir bölümü, çok şiddetli bir biçimde bilgi kaynağına, danışmana ihtiyaç duymakta. Bu noktada devreye girip, tercihen bireysel olarak görüşme çerçevesinde çocuk odaklı, ve fakat ebeveynin de teknoloji okur-yazarlığını geliştirmeyi kapsayan bir danışmanlık hizmeti verebilecek donanıma ve deneyime sahibim. İlginçtir ki, teknoloji, kurgusal gelecek, ve akademik / bilimsel / güncel bilgi, üçgeninde oluşturduğum bilgi birikimim, çocuk ve aile konseptinde daha farkındalıklı bir gelecek toplumu oluşturmak gibi (bence) değerli bir amaca hizmet edebilmenin yanında, pek çok farklı kesimden insanın da hem bireysel hem mesleki yaşam kalitesini yükseltebilmemi sağlamakta.
Dijital danışmanlık olarak isimlendirdiğim bu mesleğin henüz dış hatlarını çizmekteyim, zira kime ne faydamın dokunabileceğine dair bir liste oluşturmak, sanırım uygulamak istediğim metodun terminolojisine aykırı. Kısaca; Problem çıktıktan sonra aranan kişiye tamirci dersek eğer, Danışman, o problem oluşmadan önce, zaten herhangi bir problem çıkmaması amacı ile başvurulan kişi olmaktadır. Teknoloji ile ilgili istenilen konuda kısa bir sohbet, sanırım güzel bir ilk adım olacaktır.
Üzerinde çalışmakta olduğum bir diğer fikir hakkında ise, konunun sahne sanatları kategorisinde olduğunu belirtmekten fazlasını paylaşamayacağım ne yazık ki (:
Sabahları neşeli bir şekilde uyanmak, ve gece kafayı yastığa huzurluca koyabilmek adına verilmiş bu yaşamsal değişiklik kararının şimdiye kadarki sürecini yorumlamam gerekirse, muazzam kelimesi çok yeterli olacaktır. Yarına olduğu kadar uzak geleceğe de umut dolu bakabilmemi sağlayan planlar, şu an için yaşadığımız ekonomik zorluk ve sıkıntıların katlanılır olmasını sağlamakta.
Bu iletişim kanalını böyle bireysel kullanmanın farkındalığı ile, daha sık iletişim kuracağımıza inanmaktayım. Mektubuma karşılık paylaşmak istediğin her şeyi dört gözle beklediğimi unutma.
Gözlerin kapalı şekilde yürümeyi özlediysen, güvendiğin birisinden elini tutmasını rica edebilirsin…