İnanç Harmonisi ve Shadowrun Hong Kong

Published by Barış Parlan on

Shadowrun aslen orjinali masaüstü olan, yani kağıt kalem ile oynanan cyberpunk / post-apocalypse öğeleri içeren bir rol yapma oyunu evrenidir. Bu yazı, Shadowrun Hong Kong adlı oyunda gözlemlediğim inanç harmonisi hakkında kendimce gelecekte hatırlamak istediğim hoş bir anının kaydıdır.

Öncelikle Shadowrun dünyası, sibernetik seviyedeki ileri teknolojinin ve büyünün harmanlandığı yakın gelecekteki fantastik edebiyata ve dinlere (temel olarak inanç sistemlerine) bolca konu olan felaket sonrası dünyamızdır. Bilgisayar oyunu olarak farklı farklı şirketlerce toplamda 8 defa üretilmiştir. İçeriği ve oynanışı ele alış biçimini çok sevdiğim Harebrained Schemes şirketi tarafından üretilenler ise: Shadowrun Returns (2013), Shadowrun: Dragonfall (2014) ve Shadowrun: Hong Kong (2015) olmak üzere üç oyundan oluşmakta.

Ambrose ile Sohbet

Shadowrun Hong Kong oyununda geçen Ten-Armed Ambrose (On Kollu Ambrose) adlı karakter 20 yılı aşkın bilgisayar oyunculuğu hayatımda, tek oturumda gerçekleşen bir diyalog çerçevesinde, bu kadar derin ve muazzam bir karakter hikayesini oyuncuya şiddetli ve etkileyici sunumu ile birinciliğe oturmuş durumda…

İnsan özünden, bio-mekanik bedenlerden ve ruhtan, şaman kültürünün ifade ettiği doğa yapısından, anılardan, hafızadan, kişinin inançlarından, inanç harmonisinden, fiziksel ve ruhsal acı’dan, geçmişten, gölgelerden, yaşamın bir savaş oluşundan, savaşmayıştan, pasifizmden, kaçıştan, ölümle kurtuluştan… Ve daha bir çok konudan bu kadar derin deneyimlere sahip, ciğeri – bacakları – vücudunun yarısından fazlası oturduğu mekanik sandalyedeki teknolojik sistemden oluşan bu adam, görmüş, geçirmiş, ve konuşması boyunca o sibernetik sol gözü hiç kırpılmamış olsa da, insan kalan sağ gözünden yaş bile akmıştır…

Shadowrun evreninde Ambrose ile yapılan konuşma anında takvimler 2056 yılını göstermektedir. İnanç harmonisi olarak hıristiyanlık evrilmiş, şaman kültürü ile iç içe geçmiştir. İnanç çerçevesinde söylenen dualar artık sanskritçe ve latincenin birbirine karışmış halidir. Oyundaki karakterim ile Ambrose’nin birlikte ettiği duanın sonu ise şu şekilde bitmektedir: “shanti, shanti, shanti… amen.”

Etkilendim vesselam… Paylaşmak istedim.

Ayrıca Hanefi dostumun “dialoğun kendisini de okumak isterim” şeklindeki yorumu üzerine önce dialog metnini araştırdım internetten, ancak böyle bir metin bulamadım. Youtube üzerinden oynayan birilerinin çekmiş olması muhtemel video kayıtlarına baktım, o dialogun üç farklı çekimine ulaştım, ve yine benim ulaştığım dialoglara hiç kimsenin ulaşmadığını gördüm. Bu noktada benim karakterimin “dialog geliştirmek” için özenle yaratılmış olmasının katkısı büyük. Ayrıca konuşmanın “sonunda” odayı inceleyip, odadaki pek çok ipuçlarını toparlayıp, Ambrose ile tekrar konuşmaya başlayıp, ona gerçekte kim olduğunu anlattırmayı başarmam da önemli etken sanırım. Böyle bir kayıda ulaşamadığım için sanırım birkaç gün içerisinde oyunun o bölümlerindeki kayıtlarım duruyorsa açıp dialogun videosunu kendim çekeceğim…

Teknik not: Harebrained Schemes tarafından üretilen Shadowrun’ların sunduğu atmosfer sebebi ile gerek sıra tabanlı stratejiyi, gerekse muazzam derinlikte kültürel çeşitlilik içerikli evreni her daim taktir etmekteyim. Öte yandan şirketin oyunu teknik olarak windows, mac ve gnu/linux destekli üretilmiş olması, benim gibi bilişim teknolojileri temelli bireylerin gönlünde ayrıca bir taht kurmasını sağlamaktadır. Bu detayı eklemeden geçmek istemedim.


Barış Parlan

I'm an earthling named Barış Parlan. Natural born curious and critical which evolved into a nerd digital storyteller. Ph.D. candidate of remix theory within digital humanities. Technology consultant, graphic designer, VJ (visual-jockey), artist. #science #futurism #cyberpunk #criticaltheory #anarchy

0 Comments

Leave a Reply

Avatar placeholder

Your email address will not be published. Required fields are marked *

İnanç Harmonisi ve Shadowrun Hong Kong

Okuma süresi: 2 min
0