Aşık Olamayan Erkekler Başkanlığından: II. Basın Bildirisi
Gemişte Aşık Olamayan Erkekler Başkanlığı olarak yaptığımız Basın Bildirisinin akabinde elimize ve kulağımıza ulaşan pek çok farklı dişisel yorum neticesi, bizi kâh tebessüm ile gülümsetmiş, kâh tedirgin bir hüzne boğmuştur.
Şu anki amacımız, kesinlikle, bir önceki ifadelerimiz ile aynı doğrultuda olmakla birlikte, sadece ve sadece kendimizi ifade etmektir. Yani aslında hali hazırda hepimizin kabul ettiği “Kadın Karmaşıktır” genel geçer ifadesine eş şekilde duran, “Erkek Basittir” ifadesinin, kısa bir iç-dökümüdür.
Her ne kadar bir Motto veya Manifesto yazma hevesi içerisinde olmasakta, mevcur durum bizi şu cümleyi kurmaya itmektedir: “Erkek, pipisinin doğrultusunda gider.” Bir “ilişki” ki aslında ne olduğunun tanımı her bir multi-organizma bünyesinde farklılık göstersede (ve bu aslında çok komik bir durum olsada) genel olarak her kadının “düzeyli” bir şekilde yaşama hevesi içinde olduğu hâldir, durumdur. Ne yazık ki, dünyanın 1/4ü kadarını kapsayan kara sınırları içerisindeki hiç bir eril canlı bir dişil canlının bu ihtiyacını giderme başarısını gösterememiştir. Ve fakat, pek değer verdiğimiz “Kadınlar”, bu yegâne kişiyi aramaktadır, aramaktadır… aramaktadır… arayacaktır…
Psikolojik olarak, basitçe anlatmak gerekir ise, aslında kadın cinselliğin garantisini, erkek ise huzurun garantisini aramaktadır, fakat “ön koşul” diye adlandırdığımız konsept konuyu çok derinleştirir ki bu bildiride yeri yoktur. Yine de kısaca ifade etmek gerekir ise, hali hazırda bulunan “eril” kişi, bütünü ile düşüncesini beyninde toparlamış ve cinsel beklentilerini sıfıra indirgemiş ise, o kişi kadın tarafından “aşık ol(a)madığı” gerekçesi ile tahmini olarak 3 vakit içerisinde terk edilmeye mahkumdur.
Bütün toplumların ortak kabûlüdür ki, Stephen Hawking zekasında bir hatunla ilişki yaşansa bile, cinsellik tatmin etmiyor ise, kaçınılmaz vahim son pek de uzaklarda değildir. Klavuz istemez. Ve yine aynı toplum hali hazırda var ettiğini bütün ironileri gibi, öncelikli olarak cinsel konuları çözme taraftarı olan eril kişiyi “ironik” biçimde dışlar. Aslında erkeklerin tamamı buna karşı dursada, kadınlar ile savaşmak (ki bu savaşlarda nice canlar verilmiştir) her yiğidin harcı değildir. Bu yüzden pek çoğu rol yapmaktadır.
Ne acıdır ki, yaşadığımız dünya sınırları içerisinde, bütünü ile tatmin olmuş, ve hatta “sevdiği kişi” ile “bütün” olmuş bir kadın gözlemlenmemiştir.
Aşık olabilsin veya olamasın, Erkek, basittir. Anlamsal olarak ifade edilmesi çok önemli ise, “Pipi”, yetkili karar mercîdir. Eğer bir erkek, bir dişinin yanında belirli bir zaman birimini harcamış ise, gerçektende bunun “hangi organ sayesinde” başarılıdığı çok mu önemlidir? Yoksa kadınlar, erkeklerin “belirli organlarını” daha mı fazla sevmektedir? Ciddi olmak gerekir ise, tartışmaya hazırız.
Başkanlığımız bünyesinde yaptığımız pek çok toplantı sırasında çok deneyimli yetkililerimizin bizlerle paylaştıkları “deneyimleri” ifade edildikçe, fark etmekteyiz ki erkeğin basitliğini hazmedemeyen taraf, henüz kendi karmaşıklığını kavrayamamış kadınlardır. Biz “Basit Erkekler”, bu kitleye kısaca “Kadın” diyoruz. İnanın, daha da kısalmaması için, bütün entellektüel birikimimizi kullanarak çaba sarf ettik.
Amacımız (ki her bildiride tekrar tekrar ifade etmek ihtiyacını neden güttüğümüzü siz değerli ve sevgili kadınlar daha iyi bileceksinizdir), yaşadığımız şu fâni hayat süreci içerisinde, sizlerle daha huzurlu bir ortamda, daha istikrarlı bir şekilde sevişmektir. Elbette ki “sevişmek” kelimeside “aşk” gibi, “sevmek” gibi, “ne tarafa çekersen o tarafa gider” kelimeler olduğundan, belirtmek gerekir ki, biz sevişmeyi seven erkekler, birlikte kampa gitmeyi, müzik dinlemeyi, kitap okumayı da “öznenin” felsefî boyutta sevişmesi olarak “algılamaktayız”.
“Kendini tanımak, çok nadir de olsa, kendini tanımaktır…”
Saygılarımızla.
Bütün “Sevmeyi Seven Erkekler” adına…
0 Comments