Uysal Yankılarım

Uslansada yalnızlığım, senin yanında Uzlaşamadım yalnızlığımla senin ardında Uyuyabilirdim yalnızca senin bakışlarında Uğurlandım yalnızlığa senin kaçışlarında Utanırdım yalın yalın senin yatışlarında Eskiciden: “Önce kadın terkı etti yatağı…” Sokaklarına başı boş bira şişelerinin peydahlandığı Huzurlu liman yolunun sabah kıyısında Dikizlerseniz otel kapılarını paspas misâli Sanki gururunun bir parçasını daha emanet edip Read more…

Sağanak

-İtirazım var Hakim Bey, Ağır Tahrik söz konusuydu! -Sanık, var mı bir diyceğin? Yok Hakim Beyim, uzadıkça hasret kokan cümleler gibi hissediyorum son günlerimi, insan oğlu anlaşmak için konuşurdu, bizse anladıkça sevişirdik o zamanlarda. Toprak misâli dudaklarımızın çatlamasını engelleyen, yer yer sağanak öpüşmelerimizdi meselâ. Kapı eşiğinde mumdan yanan elini, geçsin Read more…

Nací en Alamo

Gözlerinde kayan yıldızları özledim ben, dudaklarından dökülen “gecem” kelimesini, yere basmazken ayakların, içime çektiğim kokunu bulur oldum kardelen bakışlı fotoğraflarında. Dudaklarına heveslendim sen fısıldarken şarkını, avucundan su içmek kadar basit kaldı ya şu hayat, gitarın kadar yakın olabilseydim sana diye hayıflanırken izdüşümlerine. Sokak lambalarını kapatasım geliyor, ah şu yıldızlar da Read more…

Küçüğüm

“intihara teşvik, 7 yıl ağır hapis. ben yatıcam, e hadi sende öl artık.” herkesler korkuyor kendince… “içimdeki çocuğa yazdım” diyince, rahatlıyorlar nedense, oysa daha acı değil mi söylediklerim bu şekliyle? acı’tan ya da ağlayan… 7 Fark‘a yorum yazdım. Güzeldi… Bide, şey oldum… Neyse…

Bir de sabahın 4ü…

Titrek parmaklarda ojeli tırnaklarım ve onlar kadar isyânkar görünmeseler de aynı rengi yansıtan / kıvranan / kıvrılmış uyuyan / uyandıkça müzik kutusuna sarılan / sarsılan ruhum var… Zaman ilaçtır demiştin ya, bütün kutuyu içsem? bir saate kadar halil gelecek, annem ızgarada balık yapacak ve yedikten sonra halille baş başa kumsala Read more…

Hadi beni sev, kefenimi ütüle

yankılar, ( peki – biraz yanıklar ) kulaklarınızı tıkayabilirsiniz, aşk gibi bu satırlar, gözlerden girer ilk ışık, ve yaş olarak yine gözlerden çıkarlar. Bunca aktım ama hiç ağlamadım, nasıl diye sorusu olan varsa, eskici dükkânını ziyaret etsin, uzakta değil hem, o artık seyyar. bin ruh içimde çığlık atmakta… Bense sessiz Read more…

Sus oldu, puslu…

Çok efkarlı bir şekilde yüksek sesle türkü söylüyorlardı, aslında kendileri bile bilmiyorlardı neden efkarlı olduklarını, onlar böyle yaşamaya alışmışlardı kısadan. Yinede anlam verememişlerdi yanlarından geçen adama, boydan boya takım elbise giymiş, yinede sırtında yırtık sökük bir asker çantası, gecenin o zifiriliğine inat delimidir nedir bir güneş gözlüğü gözlerinde ve ayakkabıları Read more…

Mızık

“Banane ama, önce hayat vurdu… Sonra aşk. Hem ben ödeşmekte istemiyorum ki. Oynamıycam işte.” Dilediğin kadar mızıkçı diye bağır, sen oynuyorsun da ne oluyor? hayatı geçmişiz kalpler kalmış rengarenk geriye, kimisi eskimiş, çoğu bizim ellerimizde kırılmış. Eh sıkıldıysan ver senden daha fakir bir çocuğa, onlar oynamasını bilir kırık oyuncaklarla. Yada Read more…

Bir oyun biliyorum

Lisa Gerard & Harry Gregson Williams – Man On Fire.mp3 Hooters – Johnny B.mp3 Siteye üyelik sistemi ekledim, üyelik dediğim öyle ahım şahım bişi diil, siz adınızı mailinizi yazıp listeye ekle diyorsunuz, bundan sonra ben her yazı yazdığımda size mail olarak iletiliyor yazılar… Benim gibi takip düzen intizam problemi olanlara Read more…

Dökülüyor Gözlerim

Benimkisi sadece çığlık atmak… Küçükken karanlıktan korktuğumda monitörün ışığıyla kurtulurdum kâbuslarımdan… Kafeteryanın camından düşüvermiş içeriye, ve çıkışı asla bulamayacak olan serçe avuçlarımdayken açık tutsada gagasını pençesini, incitmedi beni… O anladı da insanlar anlayamadı yardım etme çabamı…. Dilenci misâli istek üzerine sigara ve su aldığım liman yolundaki yalnız adam, bir saat Read more…