Soylent – İhtiyaç Temelli Beslenme
Soylent (ihtiyaç temelli beslenme), bir insanın besin olarak ihtiyaç duyduğu bütün maddelerin laboratuvar ortamında bir araya getirildiği bir üründür. İnsanların sadece Soylent tüketerek sağlıklı biçimde yaşayabileceği öne sürülmektedir. Toz halinde satın alınan ürün, su ile karıştırılarak günde 3 defa içilmektedir. Bu üç öğün haricinde, Soylent kullanan kişi sağlıklı beslenme konseptinde başka hiç bir besini tüketmek durumunda kalmamaktadır.
Yemek Yemeyi Bırakın!
Öncelikle belirtmeliyim ki bütün insanların tekel bir gıdaya bağımlı olduğu ve bu gıdayı üreten şirketin muazzam para kazanacağı şeklinde kurgulanabilecek distopya sebebi ile Soylent düşmanlığı ifade etmek yanlış bir tutum. Hali hazırda günümüzde yaşadığımız bu sistem, Monsanto’nun domatesin tohumunun bile telif haklarını satın aldığı örneği ile kanıtlanabilir. Soylent ise, insanlara en azından “sağlıklı” bir besin maddesi sunma hedefinde. Zira içeriği bütünü ile sağlık küpü, maksimum verim elde etmek amacı ile araştırılıp üretilmiş bir bardak içecek, ve düşünün ki günde üç öğün sadece o içeceği içiyorsunuz. Başka bir şey yerseniz ölürsünüz diye bir kural yok elbet, ancak biliyorsunuz ki sadece o içtiğiniz ile, başka hiç bir şey yemeden yaşamanız mümkün…
Yemek Kültürü
Pek çok toplum, kültürünün merkezine yakın bir noktasında mutfağını barındırır. Elbette ki pek çok insan bu sefer de bu kültürel değerlerin yok olup gideceği ihtimalinden dolayı kesinlikle ve kesinlikle Soylent ile bir hayat düşünememekte. Elbette ki geçmişde “televizyon”un şeytan icadı olması gibi, “İnternet”i düşünen kişiye üretimci şirketlerin “kimse böyle bir şey için yatırım yapmaz, işe yaramaz bir ağ” şeklinde cevap vermesi gibi, veya cep telefonu ilk seri üretime geçilmeye başlandığında “sadece belirli bir kitle kullanabilir, neden herkes sürekli böyle bir cihaz ile rahatsız edilebilmek için para verip hayatlarını mahvetsinler ki?” düşünceleri gibi, Soylent için günümüzde her ne söylenirse söylensin, 20-30 yıl sonra durumun çok daha farklı olacağı kanaatindeler…
Vegan – Vejeteryan
Konu ile en yakından ilgilenen – veya kanaatimce ilgilenmesi gereken kitle sanırım Vegan ve Vejeteryan bireyler. İnsan adlı canlı türünün “besin zincirinden” ne şartlarda çıktığı tartışıladursun, bitkilerin de canlı olduğu ve hissedebildiği kanıtlanmış durumdayken, illa hayvan sevgisi konseptinin arkasına sığınarak bütün insanlığı otoburluğa çağırmak kanaatimce pek adil – doğru bir davranış biçimi değil. İşte bu noktada Soylent muazzam bir çözüm sunuyor, artık hayatta kalabilmek için başka bitkileri ve hayvanları yemek istemeyen insanlar, gerçekten fabrikalarda temel maddelerden üretilmiş besin ziniciri dışında bir madde ile doğrudan karınlarını doyurabilirler.
Soylent Deneyen insanlar?
Evet, akıla bir sürü soru geliyor, en öncelikli olanı kaka formunda bir değişiklik olup olmadığı… Olayı ilk çıktığı günden beri kullanan insanlar mevcut, iletişim çağı mâlum, VLog’ları, youtube kanalları aracılığı ile düzenli olarak bilgi giriyorlar. Kimisi %100 Soylent ile yaşarken, kimisi %92 gibi oranlarda seyredip, arkadaşları ile arada sırada akşam yemeğine çıktığında restaurant tüketiminde bir zarar görmüyor. Peki zarar gören var mı? Henüz yok. Çıktığı günden günümüze (ilk test etmeye başlayanlardan ve köklü destekçilerinden teknoloji üstadı Rob Rhinehart adlı kullanıcı örneğin) toplamda 15 aydır sadece Soylent ile yaşıyor. Kilo kaybı yok, sağlık problemi yaşamıyorlar. “Yemek yemek” konseptini “vücudun ihtiyacını gidermek” kadar basite indirgediklerinden dolayı, tükettikleri besinin aynı olmasını dert etmiyorlar, değişiklik talep etmiyorlar… Bu çerçevede, gayet başarılı bir çözüm…
Her ne kadar herkesin doğrudan taktir etmesini ve desteklemesini beklemesem de, çok değil 10-20 yıl içerisinde “standartlaşacağı” ihtimali büyük olduğundan dolayı, şimdiden insanların biraz araştırmasını ve bilgilenmesini pek de yanlış bulmuyorum…
Şirketin sitesi: Soylent.me
YouTube’da, Kullanan insanların kişisel gözlemleri için tıklayınız…
0 Comments