Bin Jip
“Sana aşık olabilir miyim?” diye sormak için gelmiştim kapına kadar. Bakma bana öyle, “aslında” diye başlayacak bir cümle değildi bu gerçekten, çünki bu sefer örtmemiştim hiç bir davranışımı, fotokopisi yoktu ki aslını gösteriyim sana, intihar mektubu kadar içten, ve kendi el yazımla yazmıştım acılarımın rengini. İnsanlar takılmış bir zaman hesabına, Read more…
Kifayetsiz Kafiye
O akan kan değil gözyaşı olsa kaç yazar? Red‘dimin geçtiği yer değilmidir dudaklar? Hislerimiz renklerimiz aynı, bir deniz sevdası, Ben manyak, sen çıplak, tutan özgürlük prangası. Ne zahiri ne gerçek, ortadaki ayna kadarız aslında; Toz, toprak, eski kokulu, geçmişler yansıyor yaramıza. Aralarındaki uyum yüzünden pek hoştu her iki cümle, Affet Read more…
Uysal Yankılarım
Uslansada yalnızlığım, senin yanında Uzlaşamadım yalnızlığımla senin ardında Uyuyabilirdim yalnızca senin bakışlarında Uğurlandım yalnızlığa senin kaçışlarında Utanırdım yalın yalın senin yatışlarında Eskiciden: “Önce kadın terkı etti yatağı…” Sokaklarına başı boş bira şişelerinin peydahlandığı Huzurlu liman yolunun sabah kıyısında Dikizlerseniz otel kapılarını paspas misâli Sanki gururunun bir parçasını daha emanet edip Read more…
Sağanak
-İtirazım var Hakim Bey, Ağır Tahrik söz konusuydu! -Sanık, var mı bir diyceğin? Yok Hakim Beyim, uzadıkça hasret kokan cümleler gibi hissediyorum son günlerimi, insan oğlu anlaşmak için konuşurdu, bizse anladıkça sevişirdik o zamanlarda. Toprak misâli dudaklarımızın çatlamasını engelleyen, yer yer sağanak öpüşmelerimizdi meselâ. Kapı eşiğinde mumdan yanan elini, geçsin Read more…